09-09-2018, 10:41 AM
Düşündünüz mü insanlar önceden nasıl birbirleriyle tanışıyormuş? Nerede görüşüp flört ediyormuş? Nasıl birbirini tanıma fırsatı buluyormuş? Belki arkadaş vasıtasıyla, belki de her gün aynı yoldan geçtikleri sokaklarda, köşe başlarında. Belki parklarda, sinema salonlarında. Bir sonraki adım için iş tabii ki arayı yapma konusunda bugünün Esra Erol’u gibi çalışan komşularda, annenizin altın günündeki arkadaşlarında, mahallede yaprak kımıldasa haberi olan ablalarda. Gelelim 2018 yılına.
Tinder çıktı, mertlik bozuldu! Artık yemek siparişi gibi kriterinize, canınızın istediği tipe göre bir sürü seçenek yarım saat içinde evinizin yoluna düşer oldu. Boyu uzun olsun, kaşı gözü kara olsun, hafif yapılı ve biraz da karizması olsun. Yaş kriterini de girelim. Mesafe ayarını yapalım. Aman 10 kilometreyi aşmayalım ki iş çıkışıma yetişebilsin. Şu devirde hangi insan biriyle buluşmak için 100 adımdan fazlasını atıyor, dağları delen Ferhat’tan feyz alıyor? Yeni jenerasyon, çölleri aşan Mecnun’dan, aşkından yanıp tutuşan Kerem ile Aslı’dan bir haber yaşıyor. Herkes her şeyi tüketmek için çabalıyor. İstediğini alıp sabahı etmeden evinden göndermek için dakika sayıyor. Yaş kırka dayandığında ise akılları başlarına daha yeni yeni gelmeye başlıyor, ilk gördükleri insana üçüncü saniyede aşık olup gecenin sonunda evlilik teklifi etmeye hazırlanıyor. Sanki birkaç güne cenazesi kalkacak gibi davranıyor. Ve en kötüsü bunların hiçbirinin farkına bile varmıyor.
Gerek var mı bu kadar hızlı yaşamaya? Aynı anda yüz kişiyle konuşmaya, ellisiyle buluşmaya, yirmisiyle yatmaya. Herkesin kendi hayat tarzı tabii, orasına diyecek söz yok. Fakat dert yandığınızda sizi dinleyen tek bir kişinin bile artık size gram inancı yok. Kandırmayalım yani kendimizi. Bilin istedik. Aşk arıyorum derken onlarca insanın kollarında kaybetmeyin benliğinizi.
Skor tabelasındaki sayıyı artırmak için uğraşan sabırsız Koçlar gibi, bırakalım rekabet etmeyi. Bırakın düşüncesiz davranmayı, ben merkezli olmayı. Kendinize yapılmasından hoşlanmadığınız şeyleri başkalarına yapmayı. Derin bir nefes alın, yavaşça arkanıza yaslanın. Duygularına göre karar veren Yengeçlerden birkaç tavsiye alın, aşk hayatınızda tutarlı olmak için 40’ınıza beklemeden bir şeyler yapmaya başlayın. Bir böyle deneyin bakalım, belki hayata kafa tutmaya bu kadar gerek yoktur. İnsanları karşınıza almak yerine, yan yana yürümenin yararı çoktur.
Tinder çıktı, mertlik bozuldu! Artık yemek siparişi gibi kriterinize, canınızın istediği tipe göre bir sürü seçenek yarım saat içinde evinizin yoluna düşer oldu. Boyu uzun olsun, kaşı gözü kara olsun, hafif yapılı ve biraz da karizması olsun. Yaş kriterini de girelim. Mesafe ayarını yapalım. Aman 10 kilometreyi aşmayalım ki iş çıkışıma yetişebilsin. Şu devirde hangi insan biriyle buluşmak için 100 adımdan fazlasını atıyor, dağları delen Ferhat’tan feyz alıyor? Yeni jenerasyon, çölleri aşan Mecnun’dan, aşkından yanıp tutuşan Kerem ile Aslı’dan bir haber yaşıyor. Herkes her şeyi tüketmek için çabalıyor. İstediğini alıp sabahı etmeden evinden göndermek için dakika sayıyor. Yaş kırka dayandığında ise akılları başlarına daha yeni yeni gelmeye başlıyor, ilk gördükleri insana üçüncü saniyede aşık olup gecenin sonunda evlilik teklifi etmeye hazırlanıyor. Sanki birkaç güne cenazesi kalkacak gibi davranıyor. Ve en kötüsü bunların hiçbirinin farkına bile varmıyor.
Gerek var mı bu kadar hızlı yaşamaya? Aynı anda yüz kişiyle konuşmaya, ellisiyle buluşmaya, yirmisiyle yatmaya. Herkesin kendi hayat tarzı tabii, orasına diyecek söz yok. Fakat dert yandığınızda sizi dinleyen tek bir kişinin bile artık size gram inancı yok. Kandırmayalım yani kendimizi. Bilin istedik. Aşk arıyorum derken onlarca insanın kollarında kaybetmeyin benliğinizi.
Skor tabelasındaki sayıyı artırmak için uğraşan sabırsız Koçlar gibi, bırakalım rekabet etmeyi. Bırakın düşüncesiz davranmayı, ben merkezli olmayı. Kendinize yapılmasından hoşlanmadığınız şeyleri başkalarına yapmayı. Derin bir nefes alın, yavaşça arkanıza yaslanın. Duygularına göre karar veren Yengeçlerden birkaç tavsiye alın, aşk hayatınızda tutarlı olmak için 40’ınıza beklemeden bir şeyler yapmaya başlayın. Bir böyle deneyin bakalım, belki hayata kafa tutmaya bu kadar gerek yoktur. İnsanları karşınıza almak yerine, yan yana yürümenin yararı çoktur.